GİRGİN: ÖZGÜR BASIN BAYRAĞINI DÜŞÜRMEYEN GAZETECİLERİN MESLEKİ DİRENİŞİ OLMASA BASININ “B” SİNDEN BAHSEDEMEZDİK

GİRGİN: ÖZGÜR BASIN BAYRAĞINI DÜŞÜRMEYEN GAZETECİLERİN MESLEKİ DİRENİŞİ OLMASA BASININ “B” SİNDEN BAHSEDEMEZDİK

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle basına uygulanan baskıları dile getirdiği bir soru önergesi verdi.

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle basına uygulanan baskıları dile getirdiği bir soru önergesi verdi. Girgin, “Tablo ağır: gazetecilere yönelik hak ihlalleri, basına uygulanan sansür, kamu kaynaklarından sadece belli gazetelerin yararlandırılması yoluyla yapılan mali sansür, tutuklu gazeteciler. İktidar bütün bunlar yoluyla özgür basını susturup, yandaş basını kendi propaganda aygıtı olarak kullanmaktadır.

Özgür basın olmadan, özgür ve demokratik bir Türkiye olmaz. Bunun bilinciyle özgür basın bayrağını elinden düşürmeyen gazete, dergi, televizyon ve radyolarda çalışan tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum. Onların bu mesleki direnişi olmasa basının “b”sinden bahsedemezdik” dedi.

Girgin’in açıklamaları şöyle:

BASININ ANAYASAL HAKLARI AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR

“Özgür basın demokrasinin teminatıdır. Ne yazık ki demokratik bütün birikimimizin yok edildiği AKP İktidarları döneminde basınımız da büyük bir yara almıştır. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü’nün, dünyadaki 180 ülkenin basın özgürlüğü karnesini incelediği 2021 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde, Türkiye 153. sıradadır. Gazetecilere karşı işlenen suçların, kaybolan ve hapse atılan gazetecilerin verilerini derleyen Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (Comittee to Protect Journalists, CPJ) verilerine göre 1992-2020 arasında toplam tutuklu gazeteci sayıları gözetildiğinde, Türkiye’nin Çin’in ardından ikinci sırada geldiği görülüyor.

Bu tablo, AKP İktidarının basına yönelik uygulamalarının doğan sonucudur. Anayasal güvence altındaki, basının özgürce haber yapma, kamuoyunun özgürce haber alması, (gazeteciliğin olmazsa olmazı olan) ifade özgürlüğü ayaklar altına alınmıştır.”

ASIL SUÇU GAZETECİLİĞİ SUÇ OLARAK GÖRENLER İŞLİYOR!

“Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü, kaynağını Anayasadan alan temel bir haktır. Haber yapmak, yazı yazmak, düşünceyi ifade etmek demokratik ülkelerde suç değildir. Bizde de suç olmamalıdır.

Ancak gazetecilik faaliyetinin bir suç olduğu iddia edilerek gazetecilere ağır bedeller ödetilmiştir. Gazeteciler tutuklanmış, binlerce gazeteci işsiz kalmış, çalışanlar da sansür ve oto sansüre zorlanmışlardır.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi Bilgi ve Belge Merkezi’nin hazırladığı rapora göre 2021 yılında gazetecilere 284 dava açılmıştır. Gazetecilerin haberlerine, videolarına, köşe yazılarına ve attıkları tweetlere 141 engelleme kararı getirilmiştir. 19 olayda 24 gazeteci gözaltına alınmıştır. 34 gazeteci ise hala cezaevindedir.

Asıl suçu mafya şeflerinden, uyuşturucu baronlarına değin pek çok kesimi afla serbest bırakıp, gazeteciliği suç olarak görenler işlemektedir.”

İLK SEÇİMLERDEN SONRA GAZETECİLER ÖZGÜRCE ÖRGÜTLENECEK

“Basının üzerindeki politik baskıların bir ayağını da basın emekçilerinin sendikal mücadelesine yönelik yasal ve fiili engellemeler oluşturmaktadır. Mevcut kara tabloyu değiştirmek için başlanacak yer de burasıdır. Basın emekçilerinin özgürce örgütlenme, sendikalı olma hakkı, ilk seçimlerden sonra hemen tesis edilecektir. Türkiye’nin Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı’nda özgür bir basına sahip olması için elimizden geleni yapacağız.”

BASIN İLAN KURUMU’NUN MALİ SANSÜRÜNE SON VERECEĞİZ

“Bir diğer önemli konu, zar zor ayakta duran basına aktarılması gereken kamu kaynaklarından muhalif basının mahrum bırakılmasıdır. Ülkemizin basın alanındaki demokratik birikimini halktan yana, kamucu bir çizgide, muhaliflerin, yoksulların, işçilerin seslerini, sorunlarını görünür kılarak var olmaya çalışan kesimler, Basın İlan Kurumu tarafından cezalandırılıyor. Buna mali sansür diyebiliriz. İlk yapacağımız işlerden biri bu mali sansürü yok etmektir.”

SORU ÖNERGESİ

Girgin’in, Bakan Gül’ün yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği soru önergesinde şu sorular yer aldı:

1- Adalet Bakanlığı yaptığınız son 5 yıllık süreçte “Basın özgürlüğü” ile ilgili herhangi bir evrensel normlara uygun, demokratik bir düzenleme olmuş mudur?

2- AKP İktidarları döneminde basın savcılıkları tarafından kaç soruşturma yürütülmüş, bunların kaçı hakkında dava açılmış, bu davaların sonuçları ne olmuştur?

3- “Basın Suçları” ile ilgili olarak verilen cezaların ne kadarında hakim kanaati ile karar verilmiştir?

4- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’ye yönelik “İfade özgürlüğünü ihlal” ile ilgili kaç kararı var? Türkiye iktidarınız döneminde AHİM kararı ile “İfade özgürlüğü ihlalinden” kaç kez ve ne kadar tazminat ödemiştir?

5- Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 153. sırada olması Bakanlığınızı rahatsız ediyor mu? Ediyorsa Bakanlığınızın bu konuyla ilgili bir çalışması olacak mı?

6- Basının özgürce haber yapma, kamuoyunun özgürce haber alması, (gazeteciliğin olmazsa olmazı olan) ifade özgürlüğü ile ilgili bir çalışmanız var mı? Eğer varsa, ilgili basının örgütlerinden görüş alındı mı?

7- Son olarak yapmış olduğunuz infaz düzenlemesi mafya şeflerinden, uyuşturucu baronlarına değin pek çok kesimi kapsayan kısmi bir af niteliğinde idi. Bu düzenlemeden pozitif etkilenen herhangi bir basın emekçisi olmuş mudur?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.