Gazetecilik mesleği, Cumhuriyetin ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve temel taşlarından biri olmakla birlikte, zor şartlarda yapılan, fedakârlık isteyen, önemli bir meslektir.

Demokrasinin ve toplum bilincinin gelişmesinde önemli katkıları bulunan, görevlerini yerine getirirken tüm mesaisini Halkımızın doğru haber alması için harcayan, ilkeli, tarafsız ve objektif görev anlayışıyla, her türlü zor koşulda büyük bir özveriyle meslek etiğini her şeyin üstünde tutan Basın emekçilerimizin bu gayretleri, her türlü takdirin üzerindedir.

Ancak AKP iktidarında ülkemiz, Dünya’da basın özgürlüğü sıralamalarında sonlarda, tutuklu gazeteci sayısında ise ön sıralarda yer alan ülke konumuna gelmiştir. Gerçeği savunan gazeteciler işsiz bırakılmıştır, aşla ve işle terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Birçoğu mesleğinden dolayı tutuklanmış ya da adliye koridorlarında mesleğini yapamaz hale getirilmiştir. Bütün bunlara rağmen iktidarın baskısını aşarak talanı, yoksulluğu ve yaşanan felaketleri yurttaşlarımızla paylaşan yine gazetecilerimizdir. Bu baskılara rağmen hakikatin peşinde olan gazetecilerin varlığı özgürlük ve demokrasimizin umudu olacaktır.

Basın emekçileri, yeri geldiğinde çok zor şartlar altında çalışarak önemli bir kamu görevini yerine getirmektedir. Hiç şüphesiz, özgür basın ve ifade özgürlüğü; çoğulcu, çağdaş ve katılımcı demokrasinin ana unsurlarındandır. Ülkemizin hatta Dünya’nın her noktasında, özverili çabaları ile doğru ve tarafsız haberi bulmak ve kamuoyu ile bunu paylaşmak üzere görev yapan Basın mensupları aynı zamanda hak ve adaletin sağlanmasında önemli bir görev üstlenmiştir. Bu özgürlüklerin olmadığı toplumların bağımsızlığı ve gelişmesi beklenemez.

Gazeteciler, halkı haberdar etmek için yeri geldiğinde kendi hayatlarını ortaya koymaktadırlar. Ekonomik şartların iyice ağırlaştığı günümüzde, bizleri habersiz bırakmayan, mesleklerini onurlarıyla yapan Gazeteciler, demokrasimizin vazgeçilmezleridir. Türk basın tarihi, Basın emekçilerinin alın terinin yanı sıra; gerçekleri korkusuzca yazdıkları için katledilen; Ahmet Taner Kışlalı’nın, Çetin Emeç’in, Abdi İpekçi’nin ve Uğur Mumcu gibi mesleği için canını hiçe sayan kalemlerin kayıplarıyla da yazılmıştır. Türkiye, canlarını verme pahasına mesleklerine âşık, tarafsız ve ilkeli haberden sapmayan Basın mensupları sayesinde demokrasi mücadelesinde bugünlere gelmiştir. Onları minnetle anıyoruz.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Basın bir milletin müşterek sesidir’ ilkesinden hareketle Gazetecilik ilkelerinden şaşmadan, kamuoyunun vicdanı olan, gerçeklere ayna tutan kamuoyunu bilgilendiren, gücünü halktan alarak, yaşadıkları baskılara rağmen, doğru ve tarafsız haber verme özgürlüğünden vazgeçmeyen tüm emekçi Gazetecilerimizin 10 Ocak Gazeteciler gününü kutlar, şükranlarımı sunarım.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.