Kanalizasyon ve su alt yapısı yok

Marmaris Kent Konseyi sözcüsü ‘‘Bir ülkede adalet tarafların eşitliğini sağlamakla tesis edilir. Ama maalesef konu Sinpaş ile ilgili olunca kamu yetkililerinin veya mahkemelerin tutumları/kararları, halkın adalete olan inancını yok ediyor. Daha önce Valilikçe Sinpaş’a verilen “ÇED gerekli değildir” kararını açtığımız dava dosyasına sunulan bilirkişi raporu sayesinde iptalini sağlamıştık. Bilirkişi raporu bilimsel etiğe uygun, keşif sırasında yaptığı tespitlere korkusuzca yer veren, tarafsız niteliği ile Mahkemenin adaleti sağlayıcı, kamu yararını koruyucu kararının oluşmasına katkı vermişti. ÇED sürecini başlatan mahkeme kararı sonrası Sinpaş, Büyükşehir Belediyesinin “kanalizasyon, su alt yapısı yok ve sağlayamam” diyen resmi yazısına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından “ÇED olumlu” kararı alarak doğa yıkımına devam etti. Bu durum üzerine 4 adet dava açıldı. ÇED Olumlu kararının iptali için Muğla Büyük Şehir Belediyesinin açtığı dava dosyasına bilirkişi davacının aleyhine olan bir rapor sunmuştu. Yukarıda sıraladığımız “bilimsel etiğe uygun, keşif sırasında yaptığı tespitlere korkusuzca yer veren, tarafsız” niteliklerinin hiçbirini taşımayan, Firmanın ÇED raporunu kopyala-yapıştır yöntemiyle bilirkişi raporu diye önümüze koyan bu rapora dayanarak mahkeme davayı reddetmişti. Tuhaf ve yasal olmayan icraat bundan sonra başladı. Açılmış 4 dava için birleştirme kararı yokken, MBŞB’nin temyiz süreci tamamlanmamışken, dosyamıza sunduğumuz itiraz dilekçesi dikkate alınmaksızın hem “çelişmeli yargılama hakkı” hem de “ tarafların eşitliği ilkesine” aykırı şekilde bu davanın bilirkişi raporu, bizim davaya esas alınarak davanın reddine karar verildi.

15 hektarlık milli park alanı tahrip ve işgal ediliyor

Sözlerine devam eden Kent Konseyi üyesi ‘‘ Davamızın itiraz konuları farklı olmasına, görünür şekilde Sinpaş’ın kıyı kenar çizgisini tahrip edip düzenlediği ve kendisine ait olmayan 15 hektarlık “milli park” alanını tahrip ve işgal ettiği “somut delil” olarak ortada olduğu halde; dahası valilik “ÇED gerekli değildir” kararının iptalini sağlayan bilirkişi raporunun dayandığı bilimsel gerçekler ortada iken böylesi bir hukuksuzluk kabul edilemez. Bununla birlikte imarsız bir alanda olması sebebiyle kanalizasyon, su, elektrik altyapısının ve kadastral bir yolunun olmadığı resmi belgelerle ispatlı iken takınılan bu tutum, yapanın yanına kar kalmasını sağlamaktır. Böylelikle halkı öğrenilmiş bir yenilgi ya da fıtrat anlayışına mahkûm etmektir. Üstüne üstlük yüzlerce bilirkişi varken nedense bu türden davalarda, davacıların aleyhine raporlar sunan hemen hemen aynı bilirkişilerin kullanılması da adalete olan güven duygusunun kaybolmasına katmerli olarak katkı sağlamaktır. İtirazlarımızı ve mücadelemizi sürdürüyoruz ve biliyoruz ki sonunda biz haklı çıkacağız. Halkın olan halkta kalıncaya, yasalar herkese eşit uygulanıncaya kadar hak arama mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.’’ Sözleriyle hangi karar alınırsa alınsın itirazlarına ve mücadelelerine devam edeceklerini dile getirdi.