Muğla Çevre Platformu olarak bunca zamandır yaşam alanlarımızın korunması için uğraş veriyoruz. Ancak Yaşam Alanlarımızın savunulması, kimi çevrelerin söylediği gibi sadece “İki ağacın korunması” demek değil. Şair’in de şiirinde hatırlattığı gibi biz biliyoruz ki, bir avuç sermayedara yağmalatılan kıyılar, sulak alanlar, ormanlar; kurduyla, kuşuyla katledilen habitat gibi, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin de en temel hakları yine benzer taraflarca, benzer şekilde gasp ediliyor. En yakın çevremizden başlayarak, yerelden tüm yurda, tüm insani değerlere, tüm insanlar ve türlerle birlikte şiddetsiz bir dünyaya, barışa, adalete de sahip çıkmamızın; toplumun her kesimiyle birlikte haksızlıklara-hukuksuzluklara da ses çıkartmamızın, birlikte omuz omuza vermemiz gerektiğinin bilincindeyiz… Dolayısıyla yeri geldiğinde, sağlıktan - barınmaya, eğitimden – ekonomik krize, tacizlerden - katliamlara her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı Muğla’da Adalet ve Demokrasi talep edenlerle birlikte yol yürüdük ya da birçok yerde Barış ve Adalet Buluşmalarının düzenleyicisi, takipçisi olduk. Olmaya da devam edeceğiz. 6 Ocak’tan beri Sağlık Çalışanları grevde, 13 Ocak Pazartesi günü Kamu Çalışanları “Sefalet Zammını Kabul Etmiyoruz” diyerek iş bırakıyor. Toplumun her kesiminin haklı taleplerinin yanında olduğumuzu, nasıl Öğretmenler, İşçiler, Emeklilerle, Sağlıkçılarla yan yana durduysak 13 Ocak Pazartesi Günü sefalet ücretini kabul etmeyen kamu emekçileriyle de yan yana, omuz omuza duracağımızı kamuoyuna duyurmak istiyoruz’’ dedi.