Muğla’nın şekerleri Marmaris’te diyabet kampına geldi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi koordinesinde Muğla’da yaşayan 30 diyabetli çocuk ve genç için Marmaris’te “muğla diyabet gençlik kampı”nın açılışı yapıldı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi koordinesinde, çocuk endokrinoloji ve diyabet derneği tarafından, çocuk endokrinoloji bölümü doktorları ve sağlık çalışanları ile Muğla’da yaşayan 30 diyabetli çocuk ve genç için Marmaris’te “muğla diyabet gençlik kampı”nın açılışı yapıldı. Yaşları 10 ile 18 arasında değişen diyabet hastası gençler, "diyabet bizim hayat arkadaşımız, yol arkadaşımız" dediler.
Tip 1 diyabeti anlatmak, diyabet eğitimleri vermek ve sosyal yaşamda diyabetle yaşamanın farkındalığını artırmak amacıyla Muğla’da ilk kez "diyabet gençlik kampı" düzenlendi. Marmaris İçmeler Mahallesi’nde, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm Otelcilik Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen ve üç gün sürecek olan kampta, uzman doktorlar, diyabet hemşireleri ve beslenme uzmanlarından oluşan profesyonel bir ekip, Muğla’nın farklı ilçelerinden gelen 30 diyabetli gence eşlik edecek. Çeşitli aktiviteler ve eğitim çalışmaları yapılacak.
Kampın açılışına, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Cüneyt Karakuş, MSKÜ Turizm Otelcilik Okul Müdürü Doç. Dr. Zehra Türk, İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Burak Mülayim, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Turan Togan ve İlçe Sağlık Müdürü Dr. İmran İnce katıldı. Açılışta MSKÜ çocuk endokrinolojisi uzmanı Dr. Gülay Can Yılmaz ve diyabetli çocuklar ile diyabet ablaları konuşma yaptı. Diyabetli 30 çocuk diyabet andını okudu.
‘Pandemiden sonra yapılan ilk diyabet kampı’
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk endokrinolojisi uzmanı Dr. Gülay Can Yılmaz, Muğla gençlik diyabet kampı’nın açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Yılmaz, “Bugün burada Muğla gençlik diyabet kampı'nın açılış töreni için bir araya geldik. Birinci kampımızı düzenledik ve gelenekselleştirmek için uğraşacağız inşallah,” dedi. Kamp hakkında bilgi veren Dr. Yılmaz, “Muğla'da diyabet, gençlik kampı derken neyi kastediyoruz?” diyerek, gençler için hazırlanan programın detaylarını paylaştı. Kampın 3 gün süreceğini belirten Yılmaz, “Tip 1 diyabetli gençlerimizle birlikte, 10-18 yaş arası katılımcılarla yoğun bir eğitim ve eğlence süreci geçiriyoruz. Toplamda 30 diyabetli gencimiz burada,” ifadesinde bulundu.
Dr. Yılmaz, katılımcılara diyabeti yönetme, takip etme ve spor yaparken dikkat etmeleri gereken hususları öğreteceklerini vurguladı. Ayrıca, “Amacımız gençlerimizin sosyal anlamda güçlü olduklarını hissettirmek ve tek olmadıklarının farkına varmalarını sağlamak,” diyerek, “Kamp boyunca katılımcılar, diyabet hemşireleri, diyetisyenler ve diğer uzmanlardan eğitim alacaklar. 5 tane diyabet ablamız var, tıp fakültesi stajyer öğrencilerimiz de çocukların bakımına destek olmak üzere buradalar. Ayrıca iki diyabet hemşiresi, iki mezun diyetisyen, bir stajyer beslenme uzmanı ve bir sosyal hizmet uzmanıyla birlikte toplamda 42-43 kişilik bir ekibiz,” şeklinde bilgi verdi.
‘Çocuklar çok su içip, çok yemek yiyor ama gelişimi yavaşsa mutlaka doktora gitmek gerek’
Dr. Yılmaz, çocuklardaki diyabet hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi. Özellikle bir çocukta çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrar kaçırma gibi belirtilerin yanı sıra iştah artışı olmasına rağmen kilo kaybı veya zayıflama şikayetlerinin görülmesi durumunda, tip 1 diyabetten şüphelenilmesi gerektiğini belirtti. Bu belirtilerle karşılaşıldığında mutlaka kan şekeri ölçümü yapılmasının önemine vurgu yaptı. Diyabet tanısı konduktan sonra, çocuklar ve aileler hem insülin hem de beslenme eğitimi alıyorlar. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından, çocuklardan diyabetle uyumlu bir yaşam sürmeleri bekleniyor. Tip 1 diyabetin genetik bir durum olduğunu ve özellikle küçük yaşta çocukların bu tanıyı aldığını ifade eden Dr. Yılmaz, bu nedenle çocukların yetişkinler gibi kendi başlarına hareket edemediklerini, anne baba bakımına ihtiyaç duyduklarını belirtti. Anne babalara, çocuklarının diyabet tanısını aldıktan sonra bunu hızlıca kabullenmeleri gerektiğini vurgulayan Dr. Yılmaz, kabullenmenin çocuğun durumu normal karşılamasına yardımcı olacağını ve diyabet bakımına daha fazla destek vermesini sağlayacağını söyledi. Diyabetin artık yönetilebilir bir hastalık olduğunu, tedavi seçeneklerinin mevcut olduğunu ve teknolojinin bu konuda büyük destek sağladığını belirtti.
Dr. Yılmaz ayrıca, anne babalara diyabet konusunda korkmamalarını, bu durumun üstesinden iyi bir eğitimle gelinebileceğini söyledi. Diyabet ekiplerinin önerilerine uymanın, çocukları hayatın içine çekmenin ve onları egzersizden uzak tutmamanın önemini vurguladı. Bazı ailelerin çocuklarını spordan uzak tuttuğunu dile getiren Dr. Yılmaz, bunun istenmeyen bir durum olduğunu, diyabetli bireylerin yaşıtlarıyla aynı okula gidebilmeleri, egzersiz yapabilmeleri ve sporla meşgul olmaları gerektiğini ifade etti. Birçok profesyonel sporcunun diyabetli olduğunu hatırlatan Dr. Yılmaz, ailelere çocuklarını hayatın içine dahil etmeleri gerektiği konusunda önerilerde bulundu.
‘Sağlıklı beslenmenin farkına varmak için şeker hastası olmayı beklemeye gerek yok’
Diyabet gençlik kampına katılan ve 7 yıldır şeker hastası olduğu belirten 12 yaşındaki Simay Kılıç, “Diyabet hastası olduğumdan beri çok zor şeyler yaşadım, ilk başlarda tabii ki zordu fakat alıştım. Şu an çok mutluyum. Sağlıklı yaşıyorum, sağlıklı besleniyorum, inşallah uzun yaşayacağım. Keşke diğer insanlar da bunun bilincine varsalar. Diğer insanlar zararlı ve kötü besleniyor ama bunun farkına varmaları için şeker hastası olmalarına gerek yok,” diyerek kampın çok eğlenceli olduğunu ve kendisi gibi arkadaşlarla karşılaştığı için çok mutlu olduğunu ifade etti.
‘okulda arkadaşlarım bana destek oluyor’
13 yaşındaki ve dört yıldır diyabetli olan Ceylin Keklik, “İlk başta zorluklar yaşadım fakat çok kısa sürede alıştım. Hastanede iki hafta kadar kaldım ama eve döndüğümüzde kendi iğnemi yapmaya başladım. Kolay alıştım. Onu hastalık gibi değil, bir arkadaş olarak görüyorum. Gayet iyi anlaşıyoruz. Bazen kötü anlaştığımız oluyor ama düzeltiyoruz. Herkes diyabetle arkadaş olmalı bence. Diyabet olduğum için üzgün değilim, daha çok mutluyum çünkü sağlıklı besleniyoruz ve iyi bir yaşam tarzımız oluyor. Okuluma, eğitimime engel olmadı. Okula başladığım gün bir sunum yaptım ve arkadaşlarım hastalığımı olumlu karşıladılar, bana saçma sapan sorular sormadılar. İyi oldu. Şekerimi soruyorlar, ‘İyi misin?’ diye yardım ediyorlar, onlara teşekkür ederim,” dedi.
”Okulda arkadaşlarım şekerim düştüğü zaman benim yerime öğretmenlerime bildiriyorlar“
Tip 1 diyabet hastası Kaan Yapar “iki yıldır diyabet hastasıyım kampa katıldığım için çok mutluyum. Burada abilerimi arkadaşlarımı tanıyorum güzel vakit geçiriyorum. Gayet iyi hissediyorum burada bizi eğlendiriyorlar. Okulda arkadaşlarım bana yardımcı oluyorlar, şekerim düştüğü zaman benim yerime öğretmenlerime bildiriyorlar. Öğretmenlerim bana yardımcı oluyor” sözlerini ifade etti.
‘Tip 1 diyabeti hastalık değil yaşam tarzı, yol arkadaşı olarak görüyorum’
6 yıldır tip 1 diyabet ile yaşadığını ifade eden 13 yaşındaki Nisa Alparslan, “Biliyorsunuz, tip 1 diyabetliler için Muğla’da özel bir dernek kuruldu ve bu derneğe katılmamla beraber kamplarla ilgili etkinlikler yapmak istiyorlardı. Bu kamp yapılırken tereddütlüydüm ama şu an pişman değilim. Gerçekten çok eğleniyoruz burada. Ailemden uzak bir şekilde yaşamak ve şekerimin kontrolünü sağlayamamak konusunda tereddüt ediyordum ama şu an gayet mutluyum, iyi ki gelmişim,” dedi. Nisa, ayrıca, kendisine çikolata yemek isteyip istemediğini sorduklarını ancak zamanla çevresine ve arkadaşlarına anlattığını ifade ederek, “Tüm okul neredeyse alıştı. İlk zamanlarda arkadaşlarım saçma sapan sorular soruyorlardı ama şu an herkes benim halimden anlıyor gibi. Tip 1 diyabet rahatsızlık veya hastalık değil, bu hayatta bir yaşam tarzı. Hayatla gerçekten barışık olmamı sağladı. Diyabet artık bir yol arkadaşım, yani yalnız değilim,” şeklinde konuştu.
Kampın 3 gün boyunca devam edeceği belirtilirken, gençlerin hem eğlenip hem de eğitim alacakları bir ortamda bir araya gelmeleri hedefleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.