Vefatının 50’nci yılında Aşık Veysel Şatıroğlu için Bodrum’da çok anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Fotoğraf sanatçısı ve aynı zamanda proje lideri olan Cumhur Aygün, 25 bin avuç kara toprakla Veysel’in ilk dev portresini etkinlik kapsamında tüm sanatseverlerin beğenisine sundu. Havadan görüntülenen çalışma portrenin bire bir yapıldığını gösteriyor.
2 ay boyunca ön hazırlık yapılan bu çalışma için ev sahipliği yapan mekan, doğayla iç içe ortama sahip olan “Sia Familia” seçildi. Toprakla buluşturulan ilk sanatsal etkinlik olma özelliğini taşıyan bu proje 25x35 metre ebatlarında.
5 GÜNDE 20 KİŞİLİK PROJE EKİBİYLE HAYATA GEÇİRİLDİ
Proje sahibi Cumhur Aygün “Bu kadar değerli bir organizasyonun parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Etkinlik için Sia Familia’yı seçmemizin en önemli nedeni, sahip olduğu doğal, tarihi dokusu ve birçok medeniyetin beşiği olması. Yüzlerce yıllık ağaçların çevrelediği, huzur veren doğasıyla 50 dönümlük bir arazide oluşturulan performans alanı, bundan sonra da birçok sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bodrum’a değer katan, doğayla iç içe bu ortamda ilk sanatsal etkinliği gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. 2 ay boyunca ön hazırlıklarını yaptığımız çalışma yaklaşık 5 günde 20 kişilik bir proje ekibiyle hayata geçti. Aşık Veysel’in aramızdan ayrılışının 50. yılında, 25 bin avuç kara toprakla portresini hazırlamak, ustaya minnetimizin büyük bir göstergesi.” İfadelerini kullandı.
“KARA TOPRAK TÜRKÜSÜ, BİR BÜTÜN OLAN EVREN ANLAYIŞININ TİPİK BİR ÖRNEĞİDİR”
Sanatçı Aygün sözlerine şöyle devam etti “Aşık Veysel’in on bir kıtadan oluşan Kara Toprak şiiri, ‘Dost dost diye nicesine sarıldım’ dizesiyle başlar. Kara Toprak da diğer türkülerinde olduğu gibi, Aşık Veysel’in her bakımdan ermiş, bilge kişiliğini yansıtır. Değerli ozan, kendinden çok diğer canlıları, insanları, hayvanları, çevreyi ve doğayı düşünür. Türkülerinde aşk, Allah, insan, doğa ve memleket sevgisi; üretmek, paylaşmak, insanlığa değer katmak ve insanın dünyadaki faniliği gibi konuları işler. Kara Toprak türküsünde de insanın fani dünyada anne babasının, eşinin, sevdiğinin, dostunun bile ihanetine uğrayıp hayal kırıklığı yaşayabileceğini, onu yarı yolda bırakmayacak yegâne varlığın ‘sadık yâri kara toprak’ olduğunu vurgular. Nihayetinde her şey bittiğinde, tıpkı ana rahmindeki sıcak bir karanlığa uzanır gibi, yine kara toprağın koynuna kavuşuruz. Aşık Veysel’in anlattığı 'kara toprak' yekpare bir bütün olan evren anlayışının tipik bir örneğidir.”
S.MUHABİR: FULYA AYBAT