Muğla Büyükşehir Belediyesi, 16 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak sahillerin daralmasına ve bu bölgelerdeki alanların özel mülkiyet haline gelmesine neden olabilecek “Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” değişikliğinin iptali için dava açtı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi çevre ve doğaya zarar verecek uygulamalara karşı hukuki mücadelesini sürdürüyor. Dünyanın en uzun kıyı şeridine sahip şehirlerinden biri olan Muğla’da 16 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle mevcuttaki bazı uygulamalara genişletici bir takım ilaveler getirilerek kıyı alanlarının özel mülkiyete geçmesinin önü açıldı. Bakanlık tarafından yayımlanan Yönetmelik ile Valilikler tarafından Kıyı Kenar Tespit Komisyonları oluşturularak kıyı çizgileri tekrar belirlenebilecek. Bu uygulama ile sahil bantlarında izinli veya izinsiz olarak önceden yapılmış olan dolgu alanları yeniden tespit edilerek kıyı kenar çizgisi öne çekilebilecek. Kıyı alanı içinde kalan dolgu alanları ve yapılar hazinenin özel mülkiyeti içine alınarak turizm işletmeleri ile şahıslara kullanım hakkı verilebilecek veya satışı gerçekleştirilebilecek.
Kıyılar Halkındır, Belirli Zümre ve Şahıslara Verilemez
Muğla Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada Tüm bu uygulamaların Muğla’nın sahillerini daraltacağı ve sahillerde yapılaşmayı arttıracağı gerekçesiyle Büyükşehir Belediyemiz tarafından ilgili Yönetmelik değişikliğinin iptaline yönelik Danıştay’da dava açılmıştır denildi. Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan dava dosyasında bu uygulamanın Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilirken, “Türkiye’de kıyılar, Anayasanın 43. Maddesi ve Medeni Kanunun 715. Maddesine göre “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki” yerlerdir. Bu yerlerin herhangi bir zümre veya kişi mülkiyetine verilmesi mümkün değildir. Kıyılar toplumun her kesimi için eşit, karşılıksız kullanılan ortak alanlar olmak zorundadır. Valilik Kıyı Kenar Tespit Komisyonunca yapılacak olan değerlendirmeler sonucunda, kıyı alanlarında bu güne kadar izinli veya izinsiz yapılan dolgu alanlarının kıyı kenar çizgisinin yeniden tespiti yapılarak Devletin Hüküm ve Tasarrufu altındaki kıyı alanlarının daraltılmasının önü açılabilecek, dolayısıyla Anayasanın 43. Maddesi ihlal edilerek kıyılar kamu kullanımından
çıkarılarak özel mülkiyet haline gelmesi durumu oluşabilecektir. Bu durum devlete güven ilkesini zedeleyecektir. Kamuya ait olması gereken kıyıların hazine arazisi haline gelmesi ve sonrasında kullanım hakkı devir veya satış ile özel mülkiyete dönüşebilecek olması nedeniyle anayasanın 2, 5, 10, 11, 43, 46 ve 63. Maddeleri nedeniyle dava açılmıştır” ifadelerine yer verildi.