Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımı ortadan kaldırıldığını açıklamasına eğitim camiasından tepki geldi. 10 yılını doldurmuş öğretmenler ikinci eğitimlerini tamamlamak ve sınavdan başarıyla geçerse ‘uzman öğretmen’ olarak maaşına 1000 TL zam yapılacağı, uzman öğretmenlerin ise yine aynı koşulları sağladıkları takdirde ‘başöğretmen’ olarak maaşlarına 2000 TL artış olacağı açıklamaları üzerine Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Birdal SAVRAN açıklama yaptı. Savran, “Öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirmeyen öğretmenlerle birlikte hazırlanmayan bir tasarıya ikna olmamızı kimse beklemesin” dedi.
“Öğretmenlik kariyer mesleği değil özel ihtisas mesleği”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları doğrultusunda sınırlı bir bilgiye sahip olduklarının altını çizen Savran, “Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağının ya da tasarısının tamamını görmek zorundayız. Verili bilgiler ışında hazırlığı yapılan Öğretmenlik Meslek Kanununda, Öğretmenlik kariyer mesleği olarak tanımlandığı görülüyor. Oysaki biz Öğretmenliği kariyer mesleği olarak değil bir özel ihtisas mesleği olarak görüyoruz” açıklamasını yaptı.
“Kariyer basamakları üzerinden öğretmenleri ayrıştırma düşüncesi”
Savran, tasarıya ilişkin ‘ayrıştırıcı’ açıklamalarında bulunarak, “Bu tasarıya şekil veren kariyer basamakları üzerinden ayrıştırma, güvencesizleştirmeyi yaygınlaştırma, öğretmenleri yarıştırma düşüncesidir. İnsanca yaşayacak ücret, eşit haklar tüm öğretmenlerin tartışmasız en temel hakkıdır. Öğretmenler, Meslek Kanununa kariyer basamaklarına ilişkin maaş artışları ve 1. Dereceye 3600 ek gösterge ile ikna edilmek isteniyor” görüşlerini aktardı.
“Çözüm sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirmek”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımının ortadan kaldırıldığını hatırlatan Savran, “İlk bakışta olumlu görülmekle birlikte sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilme konusu muğlaklığını korumaktadır. Bazı konularda kadrolu öğretmenlerle aynı haklara sahip olacağı ancak kadrolu güvenceli bir şekilde istihdam edilmeyecekleri anlaşılıyor. Çözüm sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirmektir” ifadelerini kullandı.
“Öğretmenler Ne İstiyor”
SAVRAN açıklamasının devamında “Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan beklentilerin merkezinde öğretmenlerin yetiştirilmesi süreci, iş güvenceleri, mesleğe alınması, ücretler, emeklilik, sağlık vb gibi mesleğin temel sorunları bulunmaktadır. Eğitim emekçileriyle, sendikalar ve alandaki meslek örgütlerinin eleştiri, öneri ve taleplerini dikkate alınmalı, konunun muhatapları onay vermeden bu konuda hiçbir adım atılmamalıdır.
MEB, gerçek anlamda öğretmenlerin niteliklerini arttırmayı hedefliyorsa, öncelikle öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenliği herkesin yapabileceği ‘teknik bir iş’ haline getiren yanlış politika ve uygulamalara derhal son vermelidir.
Öğretmenlik mesleğinin değersizleştirilmesine yol açan her türlü politika ve uygulamalara karşın, öğretmenler her yönüyle piyasa odaklı, bireysel ve teknik bakış açısını yıkma potansiyeli taşıyan en önemli aktörlerdir. Bu nedenle siyasi iktidar, öğretmenleri toplumsal olarak etkisiz, halkın aydınlanması yerine, her dönem iktidar denetiminde olması gereken önemli bir meslek grubu olarak görmekten vazgeçmelidir. “ dedi
“Emeğimizi Değersizleştiren, Mesleki İtibarımızı Ayaklar Altına Alan Her Türlü Dayatmaya Karşı Bütün Meslektaşlarımızla Birlikte Mücadele Edeceğimiz Bilinmelidir. “
Savran açıklamasını “Türkiye’deki tüm okullarda yer alan öğretmenler odaları, bu dönemde öğretmenlerin nasıl bir kanun istediği konusunda tartışma zeminlerine dönüştürülmeli, her öğretmenin eleştiri ve önerisi dikkate alınmalıdır. Kanunun çıkarılması sürecinde alanda örgütlü sendikalar başta olmak üzere, konu ile ilgili tüm kesimlerin yürütülen tartışmaların etkin birer katılımcısı olarak değerlendirilmesi zorunludur.
Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarını başından itibaren konunun muhataplarının dışında ele almış ve kapalı kapılar ardında hazırlanan kanun taslağı TBMM`ne gönderileceği açıklanmıştır. Bir kanun hazırlanırken konunun öznelerinden bağımsız hareket edilemez. Emeğimizi değersizleştiren, mesleki itibarımızı ayaklar altına alan her türlü dayatmaya karşı bütün meslektaşlarımızla birlikte mücadele edeceğimiz bilinmelidir. “ diyerek sonlandırdı.