Girgin hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in hem de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yazılı yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergeleriyle, kamu sosyal tesislerinde istihdam edilmekte olan tüm işçilerin; Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı kalmış alt işveren işçileri ile birlikte devletin sürekli işçi kadrosuna alınması çağrısında bulundu.
Girgin şu açıklamalarda bulundu:
İKTİDAR TAŞERON YARASINA DERMAN OLAMADI
“Kamuda taşeron işçiliğine son verme iddiasıyla 2017’de çıkarılan 696 sayılı KHK, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde çalışmakta olan alt işveren işçileri ile (696 sayılı KHK de açıkça yer verilmiş olmamakla birlikte) ikincil mevzuat ile özellikle Kamu Sosyal Tesislerinde çalışanları kapsam dışı bırakarak, bu iddiasından uzak düşmüştür. Önemli sayıda kamu işçisi taşeron çalışmaya devam etmektedir.
Kapsam dışı bırakılan işçilere görülen taşeron zulmünün hiçbir açıklaması yoktur. Kamuda taşeron olmaz. Bu yönde yargı kararları mevcuttur. Göz göre göre bir hukuksuzluk devam ettiriliyor.”
KAMU SOSYAL TESİSLERİ KAMU HİZMETİ VERİYOR, TAŞERON OLMAZ!
“Üniversitelerin Sosyal Tesisleri, Öğretmen Evleri, Akşam Sanat Okulları, Polis Evleri ve Hâkim Evleri gibi kurum ve kuruluşlar; tartışmasız bir şekilde kamu hizmeti sunmaktadırlar.
Örneğin, Öğretmenevleri ister atanan idareciler eliyle işletilsin, ister taşeron yoluyla işletilsin, tüm yasal sorumluluk Milli Eğitim Bakanlığının üstündedir. O zaman, fiili durumun Bakanlığa hiçbir faydası bulunmamakta, hatta başka idareci veya alt işverenlerin tüm risk ve sorumlulukları bizzat bakanlıkça üstlenilmiş olmaktadır.
Bu karışık yapıya son verilerek, daha verimli bir işletme yürütmek mümkündür. Onun için Öğretmenevlerinde çalışan işçilerin zaten hukuken tek işveren görünen Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde işçi kadrosuna alınmalarında sayısız fayda vardır.
Adeta bu kurum ve kuruluşlar; hizmet sundukları alanlar itibariyle özel sektöre örnek olmanın yanında, kendi bünyelerindeki asıl hizmetlerin verimliliğine büyük katkı sağlamaktadırlar. Bir bakıma sosyal devlet ilkesinin önemli bir görevini ifa etmektedirler.
Buralarda istihdam edilmekte olan tüm işçilerin; Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı kalmış alt işveren işçileri ile birlikte devletin sürekli işçi kadrosuna alınması gerekmektedir.”
TAŞERON SİSTEMİ ÖRGÜTLENMEYE ENGEL
“İlgili yasaların açık düzenlemelerine rağmen ne yazık ki bu kurum ve kuruluşlarda çalışanların ilk işe alınmalarından itibaren çalışma şartları, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatleri başta olmak üzere, istihdam güvenceleri vb. hususlar ilgili kurum yöneticilerinin adeta iki dudağı arasına sıkışmış durumdadır. Ülkemiz uygulamaları bakımından ilk dönemden bugüne kamuda istihdam edilen işçilerin tamamına yakını örgütlenmiş, toplu iş sözleşmesi hakkına sahip olmuştur. Ancak bahsi geçen bu kurumlarda çalışan işçilerin büyük çoğunluğunun örgütlenmeleri engellenmiş; örgütlenenlere de kamu işçilerine sağlanan hakların asgarisi dahi verilmemiştir. Bu ayrımcılık değil de nedir?”
GELİYORUZ, TAŞERON SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ!
“Ancak hiçbir işçimiz umutsuzluğa kapılmamalıdır. 5’li çetelerin, faiz baronlarının dönemi sona eriyor. Alın terinin hakkını alacağı bir düzeni kurmamıza ramak kaldı. Belediyelerden, karayollarına, kamu sosyal tesislerindeki taşeronlardan, hastanelere ve 4/C’lilerin sorunlarına bütün sorunları sendikalarla beraber emeğin lehine çözeceğiz. Biz emek en yüce değerdir derken sadece bugünün rant düzenini eleştirmiyor, yarının Türkiye’sinin de demokratikleşmesinin anahtarını vurguluyoruz. Emeğin örgütlü gücüyle bütün sorunların çözülmesi için mücadele ediyoruz. Geliyoruz, taşeron sorununu çözeceğiz!”