Bir tek kare fotoğrafa sığacak simit hikayesi aslında hikaye değil. İçinde çok şey anlatıyor. Bir simit basit gibi görünüyor olsa da, ekonomi, alım gücü, hayat şartları, geçinme, sıkıntı, gıda, yaşam koşulları gibi çok hikayesi var...
Tabi anlayana?
Bunu herkes bilir, siyasette simit hesabı yapmayan siyasetçi yoktur.
En ucuz yiyecekti oysa simit. Gariban yiyeceğidir ucuz olduğu için genel de..
Günü iki simitle geçiren çoktur. Çoktu!
Yolda yürürken mutlaka karşımıza çıkar. O, fırından yeni çıkmış kokusu ile çıtır çıtır simitleri görüp de almadan geçmek mümkün değildir. Bir de yanına çay tadından doyum olmaz. Olmaz dı!
Ama artık o bir liralık simit de en ucuz yiyecek olmaktan çıktı. Kimi yerde yedi kimi yerde yedi buçuk liraya satılıyor. Hele yanında çoluk çocuk varsa gel de al o simidi. Alabilirsen!
Ve en acı tarafı da simidin "askıda simit" olarak verilmesi. Hani hep diyoruz ya, şaka gibi.. Gerçekten şaka gibi!!
Simitçi de üst rafta askıda simitleri gördüm. Merak edip sordum simitçiye, " Onların parasını insanlar, yani hayır severler ödüyor. Simit alamayanlar için" dedi. Ne diyeceğimi bilemedim o an. Hani alt tarafı simit, nasıl alamaz insan diye sitem ettim. Sinirlendim!
Simidi alamayan evine yiyecek nasıl götürecek, işte size simit üzerinden basit hesap. Çarşı pazar market ateş pahasına çıkmış zaten kimse bir şey alamıyor. Ya da tek tük alıp gidiyor.
Vay ki vay simidin düştüğü hallere bakın.
Simit eşittir ekonomi...!
Askıda simit ?!...