Biraz özlem biraz ben biraz Akyaka İşte öyle bir şey...
Bu arada biraz ateş öksürük baş ağrısı ile mücadele sürüyor. Ama yazmaya engel yok. Geçecek inşallah ????
Bazen yazmak lazım ne yaşıyorsak ne hissediyorsak olduğu gibi ben de öyle yaptım...
Yok, merak etmeyin Akyaka'da yım hala, bir süre uzak kaldık o kadar...
Bu aralar biraz özlüyorum Akyaka’yı
"Özlem de özlenmek de insana dair güzel bir duygudur"
Zorunlu bir sağlık durumu olduğu için ayrı kaldım bir süre... Hayat devam ediyor diyerek yaşadığımız acıyı da içime attım. Zaten hep öyle yapıyoruz. Üzülüyoruz seviniyoruz ağlıyoruz gülüyoruz yaşam da böyle devam edip gidiyor.
Özlemi de artıyor evine insanın, tabi ki Akyaka'ya da...
Bol oksijenli havasını, muhteşem doğası ormanını ağacını denizini huzurunu sessizliğini, güzel evlerini ve o mis kokulu ağaçların ormanların çiçeklerin arasında yaptığım yürüyüşleri çok özledim tabi ki...
Neden bu kadar seviyorum Akyaka’yı biraz da bunu anlatayım. Biraz da kafayı dağıtırım.. Baş ağrısı zorlasa da idare ediyorum...
Yaklaşık 5 yıl önce Gazeteciliği 30 yıl süren koşturmaca dan sonra bırakarak, artık dinlenme zamanı diye aldığım bir karar ile Muğla Ula ya bağlı Akyaka'ya yerleştim.
Başka bir dünyaya kapı açtım. Orası Akyaka...
Tabi öyle kolay olmadı. Hem büyüdüğüm İstanbul'u, yakınlarımı, evlatları, mesleği de bırakıp bir anda 700 kilometre uzakta olan hiç bilmediğim görmediğim bir yere yerleşmeye karar verdim. Biraz cesaret de gerekiyor du bunu için. Ve kesin dönüşü olmayan bir karar aldım ve mesleğe de veda ederek bir yola çıktım. Ve bugün 5 yılımı verdiğim Akyaka'da hayatımın geri kalanını yaşamaya başladım.
Öyle ki daha Sakar tepesinden aşağıya inerken gördüğüm Akyaka insanı kendine aşık etmeye yetiyor.
Ben de ilk defa gördüğümde gerçekten "Aşık" oldum Akyaka'ya , sonra dedim ki kendime, ne kadar doğru bir karar vermişim buraya yerleşmişim diye mutlu oluyorum.
Ayrıca İstanbul'da mesleği bıraktım ama burada da yeni meslektaşlarımı tanıdım. Hiç yalnız değilim yani... İyi ki de tanımışım. Meslektaş dostluğu nerde olursa olsun sağlamdır...
Bir gazeteci arkadaşımın tavsiyesi ile ilk kez gördüm. Zaten sonra dan öğrendim ki, bu doğa harikası şirin mahallenin bir diğer adı da, "Aşkyaka" olarak adeta ün yapmış.
Özellikle üniversite gençliği sosyal medyada paylaştıkları Akyaka için hep bunu söylüyorlar. Aşkyaka :)) ♥️
Ama kim gelirse gelsin" aşık oldum" dediğini hep duyarım.
Günün sonun da koca 5 yıl olmuş. Buraya geldiğimden beri hep şunu söylüyorum, en az on yılımı geri aldım. Bana hayatıma inanılmaz şeyler kattı. Allah sağlık verdiği süre ve bir aksilik olmazsa Akyaka'da kalmaya devam edeceğim..
Küçük şirin bir balıkçı kasabası Akyaka. Tarihi geçmişe de ev sahipliği yapmış. Antik Çağ döneminden bu yana üzerinde yerleşim olduğu bilinen Akyaka’nın geniş kitleler tarafından tanınması 1970 yılında olmuş.1980’li yıllarda gerçekleşen “turizm patlaması” ile birlikte Akyaka “turistik belde” durumuna gelmiş.
Denize kadar uzanan Azmak Nehri ile ayrı bir ilgi odağı haline gelmiş. Son yıllarda ise tatil açısından en popüler belde haline gelmiş. Öyle ki, kışın 4,5 bin olan nüfus yaz aylarında yüz, yüz elli bine ulaşarak adeta rekor kırıyor.
Sadece doğası değil hiç bir yerde göremeyeceğiniz, gelenleri kendine hayran bırakan ve ilk göze çarpan ahşap mimarisiyle evleri olur. Sit alanı olarak ilan edilen Akyaka'da eskisi de yeni yapılan evleri de aynı mimari ile yapılıyor. Öyle koca koca yüksek katlı çirkin beton binalar göremezsiniz. Kendine has özel ahşap mimarisi ile yapılır tüm yapılar.... Zaten asla buna izin verilmiyor. 5 yıl içinde yaptığım gözlem de, bu koruma titizlikle devam ediyor. Bu da Akyaka’ya ilk kez gelenleri kendine aşık etmesine yetiyor.
Bu zaman dilimin de o kadar çok gazeteci arkadaşım tatili için Akyaka’yı tercih etti ki artık her yaz geliyorlar.
Tabi buna benim de burada yaşamam etkili oldu. Severler sağ olsunlar. Hep şunu diyorum, " Akyaka Akyaka olalı bu kadar gazeteci" görmemiştir. Çoğu başka yere gitmez çünkü aradıkları doğa, deniz, güneş, huzur, mutluluk ve dolu dolu tatil Akyaka'da onlara yetiyor. Ben de onlara elimden geldiğince rehberlik hizmeti veriyorum. (parasız ama) şaka tabi öyle bir şey olmaz. Ama bende onları gezdirip ekstra tatil yapıyor gibi oluyorum. Bu da çok keyifli tabi ki..
Her gazetecinin hayalinde vardır meslekten emekli olduktan sonra ege de bir sahil kasabasına yerleşmek. Genel de herkesin bu hayali olsa da, gazetecilerin daha çoktur.
Ben bu hayali gerçekleştirdim artık darısı diğer meslektaşlarımın başına diyerek şimdilik hoşça kalın....
Ve son olarak, şairin dediği gibi, "“Geri dön… Kulüben seni bekliyor…
Can Yücel