Mahalle aralarında hafta sonu olunca pazarlar kurulur vatandaş da hem evinin ihtiyacını alır hem de pazarı dolaşıp vakit geçirir, kendine gezeceği yer olarak görürdü.
Anneler babalar çocuklarını alıp sokakların bir ucundan diğer ucuna kadar uzanan renkli görüntüsü içinde dolaşırlar dı.
Pazarcıların satış yapmak için attıkları naralar, herkesin birbirini tanıdığı selam verdiği adeta aile gibi olduğu o güzelim pazarlar artık yüzü asık insanlarla doldu.
Belki ucuz bir şey bulurum umuduyla gittiği gezip vakit geçirdiği o çarşı pazar vatandaşa adeta kabus oldu. Pazar tezgahları arasında dolaşırken, yüzünden düşen bin parça hale geldi vatandaşın. Kime kızacak kime bağıracak kime isyan edecek duruma geldiler.
Ben hayatımda böyle bir şey görmedim diyen, bize reva görülen bu mu diyen, vatandaşın hali kimsenin umurunda değil diyen, bizi eziyete muhtaç duruma düşürenler utansın diyen, torununa meyve alamayan utanarak ağlayan insanlarla doldu o güzelim mahalle pazarları....
Eskiden çarşıya pazara giden vatandaş tüm ihtiyaçlarını kilo ile alırdı. Canı ne isterse onu alırdı. Kilo ile alamazsa en azından yarım kilo alıp ihtiyacını karşılardı. Şimdi ise meyveyi sebzeyi tane ile almaya, hatta yarısını çeyreğini satan tezgahları önünde durmaya utanır hale geldi.
Pazarcılar da vatandaşa bu fiyatlardan satış yaptıkları için utanır hale geldik diyerek isyan etme noktasına geldiler.
Tabi bu işin sadece pazar kısmı, marketi alış veriş merkezleri ise neredeyse, "Müze gezer gibi dolaşıyoruz" esprisi başladı. Yani ağlanacak halimize gülüyoruz yine de!
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar( zam'a) dayanan bir toplum varımdır bilinmez ama ekonomi hiç bu kadar kötü olmadı. İnsanların alım gücü hiç bu kadar ağır olmadı.
1980' ler de kuyruk vardı diyenler oldu. Yıl 2022 kuyruklar hiç bitmiyor. Bu hale nasıl geldik kimse bilmiyor...
Bu halk bunu hiç ama hiç hak etmiyor...