TAŞERONA KADRO DÜZENLEMESİ: DAĞ FARE DOĞURDU

AKP’nin sözde kadro tabir ettiği düzenlemesi, tam bir “dağ fare doğurdu” örneği.

İşçilere kadro düzenlemesi, yıllarca verdikleri mücadelenin sonunda 2017 yılında çıkmıştı. Binlerce taşeron işçiye kadro hakkı tanınmadı. Kadro bekleyen binlerce işçi, taşeron kölelik düzeninde çalışmaya devam etti.

KAMUDA TAŞERON İŞÇİYE ZORUNLU EMEKLİLİK ŞOKU

Öte yandan, Kamu kurumlarında ve belediyelerde çalışan taşeron işçilerden kadroya geçirilenlerin sözleşmeleri, emeklilik yaşını doldurduklarında sona erdiriliyor, istemedikleri halde zorunlu emekliliğe tabi tutuluyorlar.

“Taşeron işçileri sözde kadroya geçiren Kanun Hükmünde Kararname, bu işçilerin “… istihdam süreleri hiçbir şekilde sosyal güvenlik kurumlarından emeklilik, yaşlılık ve malullük aylığı almaya hak kazandıkları tarihi geçemez…” şeklinde bir düzenleme yapıldı. İşçilerin bir kısmı, büyük umutlarla kadro beklerken, kendisini zorunlu emeklilik uygulamasıyla karşı karşıya buldu.

Türkiye’de emekli maaşıyla geçinebilmek zaten zulüm. Okul çağında çocuğu bulunan, çalışmaya ihtiyacı olan işçiler, taşeron zulmünden kurtulacağını beklerken kendini yeni bir mağduriyetin içinde buldular. Yeni mağduriyet yaratan kadro düzenlemesi mi olur?

TAŞERON DÜZENİNE BİZ SON VERECEĞİZ

AKP'nin "taşeron işçisine kadro" vaadinin yalan olduğu her gün bir kez daha kanıtlanıyor. İlk seçimden sonra, tel tel dökülen çalışma yaşamında emekten yana düzenlemeler yapacağız. Hak temelli bir sosyal devlet, işçisini koruyan, örgütlenmesini destekleyen devlettir. Bunu hayata geçireceğiz. İktidarımızda kapsam dışı bırakılan tüm işçilere kadro hakkı tanınacak, çalışma yaşamındaki ayrımcılığa ve taşeron köleliğine son verilecektir.”

ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI

TBMM Genel Kurulu’nda da konuşan Girgin “KHK'dan sonra atanan sürekli işçilerden kadroya geçenlerin zorunlu emekliliğe tabi tutulması, hem iş barışını bozmakta hem de yıllarca emek vermiş nitelikli personelin kaybı nedeniyle profesyonel çalışma düzenine zarar vermektedir.” diyerek işçilerin zorunlu emekliliğe tabi tutulmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu belirtti.