
Cemal Köyük
"Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz."
Yazma ve susma arasında gidip gelmek, insanın kafasında bir sürü soru ve düşünceyi biriktirmesi çok normal. Yazmanın ve ifade etmenin zorlayıcı olabileceği, aynı zamanda rahatlatıcı da olabileceği o ince çizgide kalmak gerçekten zor. Yazdıkça rahatlama isteği ile şüphe arasında gidip gelmek de insanın doğal bir hali.
Bazen bir şeyler yazmak istesek de, kafamızda her şey karışır, ya da o anın huzuru bozulur. Yazmaya başlarken düşündüğünle, yazdıktan sonra hissettiklerin tamamen farklı olabiliyor. Ve bu bazen bir çıkmaz gibi hissettirebiliyor.
Ama, bir şey yazmakla bir şey değişmeyecek diye düşünsek de, bazen düşündüğümüzden çok daha fazla kişiye dokunabiliyor. Yani, yazsan da yazmasan da bir şekilde hislerin, düşüncelerin dışa vuruyor. Belki de önemli olan, doğru zamanla doğru kelimeleri bulmak, değil mi?
Sonuçta, yazsan da, yazmasan da, insan olduğun için sana değer verilecek. Kimseye açıklamak zorunda değilsin. Kafanda dönen bu soruların arasında, zamanla dengeyi bulabilirsin.
Bazen sussak da, bir şeyler yine bir şekilde anlatılır zaten, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.