Zuhal Öztürk
EBEVEYN OLMAK
Biz şu aralar karavanımızla geziyoruz. Ayın 27 Ekim'de çıktık yollara. Orası burası derken, geldik çocuklarımızın yanına.
Kızım Ankara'da ODTÜ makina mezunu, yükseğini yapıyor ve iş başvurularında bulunuyor. Önce onun yanında kaldık. Zamanlama da şahane oldu. Evini taşıyordu, yardım da etmiş olduk.
Oğlum Eskişehir İngilizce işletme 2. sınıfta. Şimdi onun yanına geldik. Ohh evini çok güzel yapmış. Bir titiz, bir özenli anlatamam. Sınav dönemi, okula gidip geliyor.
Çok şükür, ikisinin de keyfi Türkiye şartlarına göre yerinde.
Çocuk yetiştirmek gerçekten meşakkatli bir iş. Hem iyi bir birey olsun istiyorsun; hem kendi ayakları üzerinde dursun, iyi bir işi olsun diye çabalıyorsun; hem mutlu olsun, hayat ona hep gülsün diyorsun.
Bu duyguların hepsini yaşadım, dönem dönem yaşarken de bazen yoruldum. Yada gereğinden fazla kendimi yordum, endişelendim, panikledim. Eminim bu duyguyu benim gibi bir çoğunuz yaşamışsınızdır, yaşıyorsunuzdur.
Anne olunca doğduğundan itibaren kalbinin bir parçası onunla yada onlarla atıyor. Ilişkiler dönem dönem yıpratıcı olabiliyor. "Nasıl olacak? Doğru mu davranıyorum? Çok mu yumuşağım? Çok mu sertim?" gibi sorularla kendimizi gere- ğinden fazla eleştirebiliyoruz. Hele de başka ailelerin çocuklarını gördükçe ve bazıları kendi çocuk ve davranışları ile sizi karşılaştırıp, eleştirdikçe daha da yıpranabiliyoruz.
Ama inanın bazı aileler, çocuğuyla hiç sorun yaşamıyor gibi lanse etmeyi seviyor. Anlatıyor da anlatıyor. Ne kadar iyi bir ebeveyn olduğunu yada ne şahane bir çocukları olduğunu falan filan. Yalan valla yalan. Inanmayın, ya hava atıyordur yada durum böyle ise gerçekten bir sorun vardır.
Bizde de oldu, olmaz mı? Milletin söylediklerini kafaya taktım mı, taktım. Bazen en yakınlarınızın söyledikleri sizi üzebiliyor. Üzüldüm mü ,üzüldüm . Milletçe eleştirmeye bayılıyoruz. En iyi ev kadını, en titiz kadın, en mükemmel anne baba olma yarışları bitmez tükenmez bizim toplumda. Sakın aldırmayın.
Öyle böyle derken geçti işte. Çocuklarımın ikisi de akıllı, düzgün birer erişkin oldular. Hata yapacaklar mı? Tabii ki de yapacaklar. Hangimiz yapmadık ki? Ve o hatalardan kendi derslerini çıkarıp, yollarına kendi bildikleri gibi devam edecekler.
Size tavsiyem, özellikle onun çocuğu öyle, bunun çocuğu şöyleleri bir kenara bırakın. Her çocuk farklı. Ve hiçbir anne baba mükemmel değil. Hiçbirimiz çocuk, ergen, yetişkin eğitimi görmedik. Bazen hata yapacağız, bazen de kimsenin davranamadığı kadar profesyonelce davranacağız. Çünkü o bizim çocuğumuz, onu en çok biz tanıyor ve seviyoruz.
Size tek birşey diyeceğim var, o günler geçiyor. Gerçekten su yolunu buluyor. Bu yüzden tavsiyem gelecek için kendinizi yıpratmayın. Herkesin eğrisi doğrusu farklı. Herkesin hayat başarısı farklı. Kim kime göre daha mutlu, daha mutsuz gerçekten bir formülü yok.
Kısacası yaşayalım ve görelim. Herkese sevgiler saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.