Zuhal Öztürk
ÖLMEK Mİ, YAŞAMAK MI?
ÖLMEK Mİ, YAŞAMAK MI?
Bir şarkının sözlerinde der ki " Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez" Acaba kaç kişi cennete yüzde yüz gideceğini bilse bile "öleyim o zaman" der.
Lise dönemlerimden beri ölüm benim için hep bir merak konusu oldu. O dönemlerde bu merak yüzünden annemle yaptığım sohbetlerden kadının endişelendiğini, huzursuz olduğunu hatırlıyorum. Oysa endişelenecek bir durum yok, meraktı sadece benimki. Ama tabii insan anne olunca çocuğunun ağzından çıkan her söz başka manalara çekilebiliyor, hele de o yaşlarda. Ee konu ölüm olunca kadın endişelenmekte haklıydı.
Neymiş ölümü merak ediyormuşum, acaba ne olacakmış, nasıl olacakmış?. Bazen bu konuda sınırları oldukça zorlardım. O da " uffff Zuhal saçma sapan konuşma, gittiğin zaman görürsün, niye merak ediyorsun, yerin dibine gireceksin, yılanlar, solucanlar seni yiyecek, o kadar işte" der sinirlenir, kızar, konuyu kapatırdı. Canım yaaaa, artık aklından ne geçiriyorsa?
Ölüm benim için hiç toprağa girmek olmadı, hep gökyüzüne çıkmak oldu. Ruhumun bedenimden ayrılıp, gökyüzüne çıkması. Kendi ölümüm bu yüzden sanırım beni hiç korkutmamıştır.
Canım babannem ölümden çok korkardı. Ve ben ona "babanneciğim, öldüğünde çok huzurlu olacaksın, hiçbir şeyi dert etmeyeceksin, hep mutlu bir gülümseme olacak yüzünde, bu dünyada üzüldüğün şeylere şaşırıp kalacaksın, sevdiklerim de bir an önce buraya gelsin diyeceksin" derdim. O da bana tuhaf tuhaf bakar " sanki gitmiş gibi konuşuyorsun, orda kocaman yanardağlar var ve biz o ateşin içinde günahlarımızın bedelini ödeyeceğiz" derdi, sanki kendisi gitmiş gibi.
Ölüm, ölen için değil de, kalan için acı. Kaybettiğini bir daha asla görememek, dokunamamak, dertleşememek, gülememek, ağlayamamak. Yoksa hepimiz aynı yere eninde sonunda gideceğiz.
Babam felç geçirdiğinde Dila yani kızım 3 aylıktı. Felç onu fena vurmuştu. Birlikte yapmayı planladığımız hiçbir şeyi tam olarak yapamamıştık. Hep bir yanım eksik kaldı. Parkta torunlarını gezdiren dedeleri gördüğümde içim acırdı. Zamanla buna alıştım. En azından ölmedi birlikte olabiliyoruz diyordum. Hastalıklar çok üst üste geldi ve en sonunda bir de kanser oldu. Esas zor zaman, o zaman başladı. Bizimle birlikte kalmaya başladılar. Iyi ki de kalmışlar.
Derken ağrıları çoğaldı. Morfin yetmez oldu. "Artık yeter, dayanamıyorum" dedikten çok kısa bir süre sonra da gözlerini bu dünyaya yumdu. Evet onu bir daha görememek çok acıydı ama huzura kavuştuğunu bilmek de bir o kadar rahatlatıcı.
Ölümün ne zaman geleceği belli değil. Yaşarken sevdiklerimizin kıymetini bilelim. İyilikleri, güzellikleri çoğaltalım. Çoğaltalım ki, gittiğimiz yerde huzurla yaşamaya devam edelim. Oranın çok güzel olduğuna eminim. Ve sevdiklerimizle tekrar buluşacağımıza da sonsuz inanıyorum. Yani işin güzel yanı. O tarafta da, bu tarafta da yalnız değiliz.
Yine de o tarafa gitmek için acele etmeye gerek yok. Bu dünyanın tadını çıkaralım. Sevdiklerimizle birlikte olalım, kafayı kaldırıp güzellikleri görelim. Sevelim, hem de çooook sevelim.
Hepimize uzun, sağlıklı, mutlu bir hayat diliyorum.
Görüşürüüüüzzz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.